O “ÇIĞLIKLAR” DUYULDU MU?
Aslına bakarsanız, İzmirli depremzedelerin Gündoğdu’da buluşma amaçlarıyla, orman yangınlarındaki kaygımız aynı.
Cumartesi buluştuk depremzedelerle. Evlerini, sevdiklerini kaybeden yurttaşlarla. İZDEDA Başkanı Haydar Özkan hem heyecanlıydı hem de endişeliydi. Herkesi davet ettiler aslında. Özellikle de milletin vekillerini. Israrla vurguladı “Günebakan” ablamız, ısrarla vurguladı Haydar Özkan: “Bizim siyasetle işimiz yok, olamaz. Biz huzurlu güvenli yaşam derdindeyiz” diye. Beklentilerini anlattılar. Onlar beklenti değil yapılması gerekendi. Şehircilik Bakanlığı, devletin temsilcisi olarak tüm Bayraklı’yı müteahhitlere teslim etti. Depremzede bir anda “kentsel dönüşüm” objesi oluverdi. Kendilerine yetecek kadar ev isterlerken, kümesten biraz büyük evlere razı edildiler. Bedeller olağanüstü fazlaydı. Bunun adı depremzedeye destek değil, apaçık depremzedeyi hatta tüm Bayraklı’yı göçe zorlamaktı. Halkla ilişkileri, insani tüm yaklaşımların dışında olan Bakanlık, edepsiz müteahhitlerin ağzıyla konuştu hep.
Depremzedeler ve tüm Bayraklı 30 Ekim depreminden beri haykırıyor, çığlık atıyor. Ama her defasında Valisinden bakanına, vekilinden müdürüne devletin fırçasını yiyor. İtham ve tenkitine hatta hakaretine maruz kalıyor.
Cumartesi günü sadece CHP Milletvekili Atila Sertel vardı alanda. “Bu insanları müteahhitlerin eline teslim ediyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı günah değil mi?” diye haykırdı Sertel gazeteci ruhuyla. Vekil sorumluluğuyla. Ama o alanda AKP’li Necip Nasır da olmalıydı “müteahhit vekil” karışımı söylemleriyle güya depremzedenin yanında olduğunu söyleyip duruyordu Necip Bey, neden gelmedi? Ne bahanesi vardı acaba? Oysa İzmir’in kuralsız imarlarından, çarpık yapılaşmalarından en çok o şikâyet ediyordu bir zamanlar. Hastanesi karşısındaki ofisinde bana 2013’te anlattıklarını asla unutamam. Ama demek ki “vekil “olunca “müteahhit” ruhu da “level atlamış”!
CHP’nin tam kadro Gündoğdu’da olması lazımdı. Çünkü deprem bölgesinde en insani yaklaşımı CHP’li Başkan Tunç Soyer gösterdi o acı günlerde.
Sertel evini kaybedenlere 6 kat dayatılırken, yürüyüş mesafesinde 60 kat izni verildiğini söyledi. Sertel’in ve İZDEDA’nın tespitlerinin peşine düşmeli İzmir basını.
İzmir Valisi Köşger Bey, asabiyetini bir yana bırakıp yüzüne yakışan babacan tavrıyla birkaç yalancı bürokratını ve edepsiz TOKİ müteahhitlerini azarlamalı.
Bayraklı ve çevresinde inanılmaz bir göç ihtimali var. Burada en fazla dikkat etmesi gereken yerel siyasetçiler CHP, İYİ Parti, MHP ve diğerleridir. Vekillerin bir zahmet son beş yılda Bayraklı Tapu dairesindeki mülk değişimlerini araştırması gerekir. 1 Ocak 2022’den itibaren Bayraklı’da değişiklikler olursa bundan en fazla Başkan Serdar Sandal etkilenir ki, demedi demeyin yarınlarda!
Atila Sertel dışındaki tüm İzmir milletvekilleri, size de bir sorum var. Geçtiğimiz cumartesi Gündoğdu meydanında, sizlere oy veren dertli yurttaşlarınız saat 10.30-12.00 arası “Çığlık” attılar. Duydunuz mu? Duymadığınız için lütfen bir daha depremzedelerle ilgili orada burada konuşmayın, mesaj da atmayın olur mu?
Kaynak: https://www.dokuzeylul.com/belki-de-yasiyoruz-mustehak-oldugumuzu-makale,149882.html